Yurtdışı Gezi

Yurtdışı gezi ve seyahat yazıları.

Litvanya’nın Başkenti Vilnius Nasıl Bir Şehir?

Arnavut kaldırımlı sokakları, barok ve neoklasik kiliseleriyle seyahat tutkunlarına eşsiz bir deneyim vaat eden Vilnius’ta hızlı bir tura çıkmaya ne dersiniz? Sizler için Litvanya’nın başkenti olan muhteşem şehir Vilnius’ta yapılabilecek şeyleri, gezilebilecek yerleri ve diğer tavsiyelerimizi derledik.

Vilnius, bir şehri yürüyerek keşfetmeyi sevenlerin, sevmemesi imkansız olan bir şehir. Bunun nedeni birçok önemli turistik destinasyonun birbirine çok yakın olması. Yani yürüyerek hem bu sevimli şehri keşfedebilir hem de birçok turistik mekana denk gelebilirsiniz. Ayrıca, Vilnius adeta bir açık hava müzesi! Şehri adımlarken etrafınızda göreceğiniz mimarlık harikası yapılar ve her zerrenizde hissedeceğiniz şehir atmosferi sizi bir rüyanın içerisindeymişsiniz gibi hissettirecek. Elbette Vilnius’ta görülmeye değer yer sayısı oldukça fazla fakat öncelikle “görmeden dönme” denilen başlıca yerlerden bahsetmek gerekiyor.

Genel Olarak Litvanya’nın Başkenti Vilnius

Bazı şehirler yalnızca gezilecek şehirlerdendir, Vilnius ise hem gezilmesi hem de anlaşılması gereken bir şehir. Bir şehri anlamanın en iyi yolu ise tarihini bilmekten geçiyor. Vilnius İşgaller ve Özgürlük Savaşları Müzesi, İkinci Dünya Savaşı döneminden Litvanya’nın bağımsızlığını kazanmasına giden yolda şehrin başından geçenleri ziyaretçilerine anlatıyor. İkinci Dünya  Savaşı ve Soğuk Savaş tarihine özel bir ilgi duyanlar için muhteşem bir müze olmasının yanında bu alanlara ilgisi olmayanlara da inanılmaz bir deneyim sunuyor. Yer yer ziyaretçilerin irkilmesine ve üzülmesine sebep olsa da İşgaller ve Özgürlük Savaşları Müzesi bu şehirle empati yapmanızı sağlıyor. Bu müzenin ilginç bir özelliği de SSCB’nin istihbarat servisi KGB’nin eski binasında yer alıyor olması.

Litvanya Vilnius Tarihi Yerler

Geldiği Yer Vilnius’ta mutlaka görülmesi gereken bir diğer yer de Gediminas Kulesi. Aslında Gediminas kulesinin kendisiyle birlikte kuleye giden Arnavut kaldırımla yollar, Gediminas tepesinin ve şehit keşişler anısına dikilen Üç Haç Anıtı’nın yer aldığı Üç Haç tepesinin manzarasının da mutlaka görülmesi gerekiyor. Şehir sakinlerinin yürüyüş için sıkça tercih ettiği bu lokasyon harika bir şehir manzarasına sahip. Her ne kadar buraya yürüyerek gitmek çok farklı bir deneyim olsa da finükülerle de ulaşım mümkün.

Vilnius Şehir Merkezi Mimari Yapılar

Vilnius’ta gezilmesi gerekli olan birçok yer tarihi kent merkezi ve çevresinde yer alıyor. Kent merkezi, UNESCO’nun Dünya Mirası listesinde yer alan tarihi bir alan. Kent merkezini turlarken barok, gotik ve başka türlerde mimarinin en nadide örnekleri her köşe başında karşınıza çıkıyor. Özellikle, Büyük Dükler Sarayı, başta St. Anne Kilisesi olmak üzere çok sayıda kilise ve katedral mimari açıdan eşsiz sayılabilecek nitelikte. Kent merkezinde yer alan dükkanlar ve sokaklarda vaktinizin nasıl geçtiğini anlayamayacaksınız bile.

Uzupis Cumhuriyeti Vilnius

Uzupis Cumhuriyeti Vilnius’a geldiniz ve başka hiçbir yerde yaşayamayacağınız bir deneyim mi arıyorsunuz? O zaman Uzupis Cumhuriyeti tam aradığınız yer. Uzupis, Vilnius’ta özellikle sanatçıların mesken edindiği bir bölge ve burada yaşayanlar kendilerini 1997 yılında bağımsız bir cumhuriyet ilan etmişler. Geziniz 1 Nisan’a denk gelirse Uzupis Cumhuriyeti’nin bağımsızlık günü kutlamalarını görebilirsiniz. Uzupis Cumhuriyeti aynı zamanda UNESCO Dünya Mirası listesinde de bulunuyor. Özellikle sanatçı ve sanat severlerin kesinlikle burayı ziyaret etmesi, sergilerini ve şiir dinletisi yapılan mekanlarını görmesi gerekiyor. Hatıra olarak pasaportunuzu Uzupis Cumhuriyeti damgası ile damgalatmanız dahi mümkün. Vilnius herhangi bir yazı ya da gezi rehberiyle anlatılması oldukça zor olan bir şehir. Bu şehri tanımanın ve anlamanın en iyi yolu burayı görmek ve atmosferini hissetmek. Bu nedenle bu şehre gelin ve sayamadığımız onlarca harika mekanı deneyimleyin.

Litvanya Vilnius’ta Ne Yenir?

Vilnius, Baltık mutfağından birçok lezzetli yemeğe ev sahipliği de yapıyor. Farklı dolgu seçenekleriyle patatesli hamur köftesi Cepelinai, Blyneliai isimli yerel bir tarife sahip krep, pancar ve diğer sebzelerle birlikte et suyuyla yapılan çorba Burokeliu Sriuba mutlaka tadına bakılması gereken Baltık mutfağı lezzetlerinden. Ayrıca Hales pazarında ülkeye has birçok ürün bulunuyor. Hales pazarına uğrarsanız mutlaka Litvanya’nın geleneksel peynirlerini tatmalısınız. Bunun dışında Vilnius’ta çok sayıda geleneksel ve modern restoran da bulunuyor. Bu şehirdeki lezzet turunuzda yapılacak en doğru şey olabildiğince fazla sayıda restorana girmek ve tıka basa yemek.

Kullanılan para birimi nedir: Vilnius’ta Euro kullanılıyor. Ancak şehrin birçok yerinde farklı para birimlerini Euro’ya dönüştürebileceğiniz döviz büroları mevcut. 

Konuşulan dil nedir: Litvanya’nın resmi dili ve ana dili Litvanca. Fakat İngilizce ve Almanca bilenlerin sayısı da diğer ülkelere nazaran oldukça yüksek. Özellikle genç kesimin neredeyse tamamı İngilizceyi iyi seviyede anlıyor ve konuşuyor.

Ulaşım nasıl sağlanır: Vilnius’un özellikle merkezi yaya olarak gezmeye oldukça uygun. Ancak şehirde tramvay, otobüs ve diğer ulaşım araçlarından oluşan oldukça güçlü bir ulaşım ağı da mevcut. 

Vilnius’a yılın hangi zamanı gidilmeli: Vilnius, meşhur Noel Pazarı nedeniyle aralık ayında oldukça fazla ziyaretçi çekiyor. Ayrıca ancak masallarda görülebilecek kış manzarası da kış aylarında Vilnius’u cazip kılıyor. Fakat şehrin en hareketli olduğu dönem ilkbahar ve yaz ayları. Kısacası Vilnius dört mevsim sizi mutlu edebilecek bir şehir.

Tam Bir Kültür ve Sanat Merkezi Amsterdam

Hollanda’nın başkenti Amsterdam tarih, sanat ve kültür severlerin mutlaka uğraması gereken şehirlerden biri olarak öne çıkarken, özellikle de müze meraklıları için çok geniş seçeneklere sahip bir kent. Hollanda Amsterdam ziyaretinde Kraliyet Sarayı ve Müzeler Meydanı mutlaka görülmesi gereken kültür sanat mekanları arasında bulunuyor.

Kraliyet Sarayı Görülmesi Gereken Bir Eser

Amsterdam’ın merkezi kabul edilen Dam Meydanı, çevresinde bulunan yapılar ile de şehrin en önemli noktalarından bir tanesi. Bunlardan en önemlisi 1655 yılında yapımına belediye binası amacıyla başlanan, bir müddet öyle de kullanılan Kraliyet Sarayı. Neoklasik tarzda inşa edilen yapı, daha sonra kraliyet sarayı olarak tekrar düzenlenmiş. Bugün Hollanda tahtının sahibi olan Orange- Nassau Hanedanı tarafından kullanılan yapının hemen yanında, yaklaşık 600 yaşında, gotik mimarili, önemli bir başka yapı bulunmakta: Nieuwe Kerk, yani “Yeni Kilise”. Dam Meydanı’nın bir başka köşesinde ise mimar Jacobus Oud tarafından tasarlanan İkinci Dünya Savaşı Anıtı görülebilir. Ayrıca, turistlerin pek rağbet ettikleri Madame Tussaud Müzesi de yine Dam Meydanı’nın yıldızları arasında. Meydana yürüyüş mesafesinde olan Centraal Station da mimarisi ve azametli ihtişamıyla Amsterdam’ın en dominant ve ikonik yapılarından biri. Centraal Station yapılana kadar şehrin en cıvıltılı yerlerinden olan Tarihi Liman da yine burada bulunuyor.

Osmanlı Lalesi Nasıl Hollandalı Oldu?

Bildiğiniz Osmanlı Lalesi ilginç bir şekilde Hollanda Lalesi olarak tanınıyor. Peki Osmanlı Lalesi nasıl oldu da Hollanda Lalesi olarak bilinir hale geldi?

1562’de Anvers Limanı’na İstanbul’dan kumaş getiren bir gemi, Amsterdam ve Hollanda’nın kaderini etkileyecek bir şeye sahiptir: Lale soğanları. İstanbul’dan getirilen kumaş toplarının arasından çıkan lale soğanlarını, Osmanlı soğanı zanneden Anversli tüccarlar birçok lale soğanını kızartmış, zeytinyağı ve sirkeyle bir güzel yemiştir. Artan soğanlar ise bahçelere ekilir. Ertesi bahar o bahçelerde açan harika Osmanlı Laleleri görenleri kendine hayran bırakır. Bugün artık Hollanda’nın en bilindik sembollerinden biri olan rengarenk laleleri Amsterdam’da Çiçek Pazarı’nda görmek, koklamak ve soğanlarını satın almak mümkün.

Amsterdam Müzeler Meydanı

Amsterdam’ın bir başka önemli turistik merkezlerinden biri de şüphesiz ki Müzeler Meydanı. Rembrandt, Vermeer, Breitner gibi önemli sanatçıların eserlerinin bulunduğu Rijksmuseum ve Van Gogh’un depresif hayatından kesitler, eserler ve kardeşi Theo’ya mektupların sergilendiği Van Gogh Müzesi meydanın en gözde iki müzesi. Bunların yanında, Moco ve Stedelijk ile dünyanın en zengin müzelerinden biri olan Hermitage Müzesi de görülmeye değer.

Barselona’da Gidilmesi ve Görülmesi Gereken Yerler

Avrupa bölgesinde gezi, tatil ve seyahat dendiğin akla ilk gelen isimlerden biri olan Barselona her yıl on binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor. Sahip olduğu güzellikleri ve etkinlikleriyle Avrupa’da gezilecek ve görülmesi gereken en önemli yerlerden biri. Barselona, sıra dışı mimarisi, zengin kültürü, lezzetli yemekleriyle, yaşanacak pek çok güzellikle dolu. Kısaca özetlemek gerekirse Avrupa’nın en güzel şehirlerinden bir tanesi olarak öne çıkıyor.

Lasagrada Familia Barselona “Bitmeyen Kilise”

Halk arasında bitmeyen kilise olarak bilinen La Sagrada Familia, Barselona’nın ve modernizmin sembolü olarak değerlendiriliyor. Antonio Gaudi’nin bir eseri olan kilise, ünlü mimarın ölümünün yüzüncü yıl dönümünde, 2026’da tamamlanacak. Burayı ilgi çekici kılan bir hikayesi de var. Gaudi buranın inşası sırasında, kiliseye bakarken tramvay çarpması sonucu hayatını kaybetmiş. Bu olaydan sonra şehirde ulaşım şekli olarak kullanılan tramvaylar kaldırılmış. Barselona’ya gittiğinizde bu kilise görmeniz gereken en önemli yerlerden biri. Kapısında metrelerce kuyruk oluşabildiği için biletinizi önceden almanız tavsiye ediliyor.

Robata: Barselona’da Japon Mutfağı

Barselona’da Japon mutfağının en güzel çıktılarını burada yiyebilirsiniz. Uramaki, tempura, nigiri, sashimi, corvina ceviche, ton balığı ve somon tataki gibi spesiyaller ile menüsü oldukça çeşitli. Ev yapımı tatlılar, çikolata, limon ve havuçlu kek gibi seçenekler de damağınızda tat bırakacak. Robata’da aynı zamanda glütensiz alternatifler de bulabilirsiniz. Dekorasyonuyla da bir o kadar şık ve rahat olana Robata’nın terasında ilkbahar ve yaz aylarının tadını çıkarabilirsiniz.

Park Guell: Barselona’da Kültür Sanat

Barselona, önemli bir sanat ve kültür merkezi olarak uzun bir geçmişe sahip. O sebeple gezecek çok yer var. Barselona’da kültürel geziye Park Guell’den başlanabilir. Hayatının son 20 yılını burada geçiren Gaudi’nin, parkın her yerinde izi bulunuyor. Buraya gelenler Carmel Tepesi’nden şehrin manzarasını da izleyebilirler.

Barselona Picasso Müzesi: Picasso’nun Evi

Pablo Picasso Barselona’da on yıl yaşamış bir sanatçı. Burada ürettiği sanat eserlerini ilk defa Barselona Picasso Müzesi’nde sergilemiş. Müze şehrin El Born olarak adlandırılan eski kısmında yer alıyor. Picasso’nun okul öncesi çizimleri, aile üyelerini resmettiği güçlü portreleri, mavi ve pembe dönemlerine ait seçme eserlerine kadar 3.800 adet çalışması burada sergileniyor.

Barselona’da Alışveriş: Palo Alto Market

Tabii ki, tatillerin olmazsa olmazı alışveriş için de Barselona’da yerler var. Her ayın ilk haftası Barselona’da Palo Alto Market adıyla şehir merkezinde büyük bir sokak etkinliği düzenleniyor. Sanattan modaya, tasarımdan kıyafete çeşitliliği ile adeta baş döndüren bir etkinlik. Lezzet ve müzik dolu Palo Alto Market mutlaka ziyaret edilmeli.

Barseolana’da Konaklama: Hotel Brumell

Poble Sec’in kalbinde bulunan Hotel Brumell konaklama için tercih edilebilecek otellerden biri. Burası şehrin ruhunu içinde taşıyan bir tasarım oteli. Hotel Brumell, aynı zamanda kozmopolitan ve modern havasıyla en çok tercih edilen hafta sonu kahvaltı mekanları arasında yer alıyor. Tropikal, sağlıklı ve lezzetli bir mutfak deneyimi yaşamak isteyenler yine bu hotel tercih edebilirler.

Barselona Tinta Roja Kokteyl Bar

Burası, Arjantin esintileriyle dolu, kabare atmosferi içerisinde olan bir kokteyl bar. Müzik ve dansın yanı sıra içeride aynı zamanda bir sergi alanı ve tiyatro sahnesi de mevcut. Tinta Roja Perşembe’den Cumartesi’ye farklı sanatçıları konuk eden barda her çarşamba ücretsiz tango dersleri de veriliyor. Barselona seyahatinde farklı bir deneyim sahibi olmak isteyenlerin mutlaka uğraması gereken noktalardan biri olarak öne çıkıyor.