Yurtdışı gezi konusunda ilgi çeken yerlerden biri de ANGOLA. Egzotik bir kültüre ve yaşam tarzına sahip olan Angola’da şaşırtıcı şeyler ile karşılaşmaya hazır olun.
Angola, egzotik coğrafyası ve kültürüyle yepyeni bir turizm destinasyonu olmaya doğru ilerliyor. Angola’da neredeyse hiç sigara içilmiyor. Şaşırtıcı ancak Angola halkı sigaradan uzak duruyor, sigara içen birini veya yerlerde sigara izmariti görmeniz çok zor.
Angola Halkı Rahat Tavırlarıyla Dikkat Çekiyor
Angola’da her şey çok yavaş işliyor. Luanda dünyanın en pahalı şehirlerinden biri olarak öne çıkıyor. Turizm fikri hiç oluşmamış. Angolalılarda komut algısı da oldukça değişik. Önce bu durumun nedenini anlamıyor, kızıp sinirlenebiliyorsanız ama ilk günün sonunda bulunduğunuz coğrafyayı benimseyip kavrıyorsunuz. Örneğin sabah saat 5’te gelceğini söyleyen tur şoförü sabah saat 7’de geliyor. Gezi sırasında sizi almaya gelen araçların hiç biri saatinde gelmiyor. Örneğin yemek için yer arıyorsunuz, şoföre bu restoranın önünde durur musunuz diye soruyorsunuz, duymuyor ya da duymazlıktan geliyor ve hızını yavaşlatmadan geçip gidiyor.
Angola’da Dil Önemli Bir Sorun
Angola’nın en büyük sorunlarından bir diğeri ise dil. Ülke 1975 yılında Portekiz sömürgesi olmaktan çıkmış ve ardından uzun yıllar iç savaş yaşamış. Ülkede kullanılan ana dil uzun süre Portekizce olmuş. Turizm sektöründe bile ingilizce bilene rastlayamıyorsunuz. Bu durum kültürün rahatlığı ile birleşince ortaya komik durumlar çıkabiliyor. Örneğin çay istiyorsunuz garson size sütlü kahve getiriyor. Menüden elinizde gösterdiğiniz yemekten bambaşka bir sipariş gelebiliyor.
Önemli Yeraltı Zenginliklerine Sahip
Angola petrol zengini bir ülke. Bunun dışında yeraltı zenginlikleri dikkate değer ölçülerde. Değerli taş ve maden yatakları var. Petrol ve altının dışında doğalgaz, elmas, uranyum, bakır, kobalt, en büyük ihracat kalemleri arasında. Fakat bir şekilde petrol zengini bir ülke olmasına rağmen tek bir rafineri bile yok. Çıkarılan ham petrol ağırlıklı olarak Çin ve ABD’de rafine ediliyor. Ülkenin ihtiyacı olan petrol işlendikten sonra tekrar Angola’ya getiriliyor. 29.2 milyon nüfuslu ülkenin büyük çoğunluğu çok fakir. Angola’nın başkenti ve 4 milyonluk nüfusu ile en büyük şehri olan Luanda’da zengin ve fakirler arasındaki farklılık çok net bir şekilde gözlemlenebiliyor. Şehrin büyük bölüm teneke evlerden oluşuyor.
Şaşırtıcı ve Sıradışı Bir Tatil Sunuyor
Turizm ülkesi olmak için oldukça uygun ancak bir o kadar yol katetmesi gerekiyor. Angola öte yandan doğası, mango, papaya, hengover gibi egzotik meyveleri, okyanus balıkları, karides, yengeç gibi zengin deniz canlıları, Atlas Okyanusu kıyısında kilometrelerce uzunluktaki plajları, safari turları, şelaleleri ile sıradışı tatil yapmak isteyenler için çok şey ifade ediyor.